Romalılar 15 – Kardeşini Kutsamak için Yaşamak
A. Hıristiyan yaşamıyla dolu olmak.
1. (1-2) İnsanlara yönelik ilgi, alaka ile dolu olmak ve onları dert etmek.
İmanı güçlü olan bizler, kendimizi hoşnut etmeye değil, güçsüzlerin zayıflıklarını yüklenmeye borçluyuz. Her birimiz komşusunu ruhça geliştirmek için komşusunun iyiliğini gözeterek onu hoşnut etsin.
a. İmanı güçlü olan bizler, kendimizi hoşnut etmeye değil, güçsüzlerin zayıflıklarını yüklenmeye borçluyuz: Eğer kendinizi kardeşinize kıyasla güçlü görüyorsanız, “gücünüzü” kendinizi hoşnut etmek için değil, Mesih’teki kardeşlerinize hizmet etmek için kullanın.
i. Yüklenmeye borçluyuz: Buradaki amaç aslında katlanmak değil, daha zayıf olan kardeşi üstün gücünüzle desteklemektir.
ii. “Bu, insanlara ‘önce kendine bak’ demeyi ve başkaları uğruna gerçek fedakârlıklarla yaşayanları hor görmeyi öğreten zamanımızın genel havasına ters düşmektedir.” Ancak, Pavlus tartışmasız bir şekilde gerçek mutluluğa ve hayatın tatminine giden yolu gösteriyor – kendinize bakmaktan vazgeçin, başkalarını geliştirmeye başlayın, böylece kendinizi de geliştirdiğinizi göreceksiniz.
b. Her birimiz komşusunu ruhça geliştirmek için… hoşnut etsin: Bu, komşumuzu ön plânda tutmamız için basit ama zorlayıcı bir çağrıdır. Pavlus daha sonra Filipililer 2:3–4’te hemen hemen aynı şeyi yazdı: Hiçbir şeyi bencil tutkularla ya da boş övünmeyle yapmayın. Her biriniz alçakgönüllülükle öbürünü kendinden üstün saysın. Yalnız kendi yararını değil, başkalarının yararını da gözetsin.
i. Bu, kilisenin zayıf imanlıların kaprisleri tarafından yönetildiği anlamına gelmez. “Zayıf imanlılara yönelik gerçek bir endişe, onları da güçlü kılmak için irrasyonel titizliklerinden kurtararak güçlendirme çabası anlamına gelecektir.” (Morris)
c. Her birimiz komşusunu ruhça geliştirmek için… hoşnut etsin: Bu, Pavlus’un ‘insanları memnun eden biri’ olmayı kastetmediğini gösterir. Böyle bir kişi komşusunu hoşnut etmek isteyebilir, ancak bu, komşusunun iyiliği için değildir.
d. Geliştirmek: Hıristiyanlar çoğu zaman birbirlerini yıkmayı, birbirlerini geliştirmekten daha kolay bulurlar; bu, kiliseye karşı Şeytan’ın klasik bir stratejisidir ve buna direnilmelidir.”
2. (3-4) İnsanları her zaman ön plânda tutan İsa’nın örneğiyle dolup taşmak.
Çünkü Mesih bile kendini hoşnut etmeye çalışmadı. Yazılmış olduğu gibi: “Sana edilen hakaretlere ben uğradım.” Önceden ne yazıldıysa, bize öğretmek için, sabırla ve Kutsal Yazılar’ın verdiği cesaretle umudumuz olsun diye yazıldı.
a. Çünkü Mesih bile kendini hoşnut etmeye çalışmadı: İsa, kendini hoşnut etmeyen ama başkalarını ön plânda tutan bir kişinin en üst düzey örneğidir. Pavlus’un bu fikri klasik olarak geliştirdiği yer Filipililer 2:5-11’dir.
b. Yazılmış olduğu gibi: İsa, Tanrı’nın görkemi için hakaretlere katlandı ve haksızlığa uğradı, böylece Tanrı’nın sözünde yazılanı yerine getirdi.” İsa, çoğu zaman kendimizi aklamak için çok hızlı davrandığımızı, bunun yerine Tanrı’nın bizi aklamasına izin vermemiz gerektiğini örnek olarak gösterdi. İsa, Baba’nın bizi aklamaya fazlasıyla muktedir olduğunu gösterdi.
c. Sana edilen hakaretlere ben uğradım: İsa’nın Mezmur 69:9’daki yerine getirdiği buyruk bizim için de geçerlidir. Önceden ne yazıldıysa, bize öğretmek için, sabırla ve Kutsal Yazılar’ın verdiği cesaretle umudumuz olsun diye yazıldı.
i. İsa uğruna dünya tarafından bize yöneltilen hakaretlere doğru bir şekilde karşılık verdiğimizde, bu onları daha da rahatsız eder. Bu, gözleri gerçekten İsa’da olan bir Tanrı çocuğuna karşı yapabilecekleri hiçbir şey olmadığını bilmelerini sağlar.
3. (5-6) Bu tutumun Romalı imanlılarda gerçekleşmesi için bir dua.
Sabır ve cesaret kaynağı olan Tanrı’nın, sizleri Mesih İsa’nın isteğine uygun olarak aynı düşüncede birleştirmesini dilerim. Öyle ki, Rabbimiz İsa Mesih’in Tanrısı’nı ve Babası’nı birlik içinde hep bir ağızdan yüceltesiniz.
a. Tanrı’nın… dilerim: Pavlus’un bu sözleri bir dua şeklinde ifade etmesi, bu anlattıklarının, Kutsal Ruh’un içimizde yapması gereken bir işi olduğunu kabûl ettiğini gösterir.
b. Sabır kaynağı olan Tanrı: Bizim Tanrımız sabır kaynağı olan Tanrı’dır. Biz genellikle çok aceleciyiz ve Tanrı çoğu zaman bizim için çok yavaş çalışıyor gibi görünür. Tanrı’nın amaçları sıklıkla gecikmiş gibi görünür ama her zaman yerine getirilir. Tanrı’nın gecikmeleri, O’nun reddedişleri değildir ve her gecikmede sevgi dolu bir amacı vardır.
i. Tanrı’nın halkına karşı olan sabrını seviyoruz – O’nun bize karşı sabırlı olmasına ihtiyacımız var! Yine de çoğu zaman Tanrı’nın plânına karşı sabrına içerleriz – O’nun acele etmesi gerektiğini düşünürüz. Buna rağmen, Tanrı hem halkına hem de plânına karşı sabırlıdır.
c. Öyle ki: Amaç, Rabbimiz İsa Mesih’in Tanrısı ve Babasını yüceltmektir. Bu amaca, tek bir akıl ve tek bir ağız ile, düşünce ve sözlerimizde birlik içinde olarak ulaşırız.
4. (7-13) Kutsal Ruh tarafından başkaları için sevgi, sevinç ve esenlikle doldurulur.
Bu nedenle, Mesih sizi kabûl ettiği gibi, Tanrı’nın yüceliği için birbirinizi kabûl edin. Çünkü diyorum ki Mesih, Tanrı’nın güvenilir olduğunu göstermek için Yahudiler’in hizmetkârı oldu. Öyle ki, atalarımıza verilen sözler doğrulansın ve öteki uluslar merhameti için Tanrı’yı yüceltsin. Yazılmış olduğu gibi:
“Bunun için uluslar arasında sana şükredeceğim,
Adını ilâhilerle öveceğim.”
Yine deniyor ki,
“Ey uluslar, O’nun halkıyla birlikte sevinin!”
Ve,
“Ey bütün uluslar, Rabb’e övgüler sunun!
Ey bütün halklar, O’nu yüceltin!”
Yeşaya da şöyle diyor:
“İşay’ın Kökü ortaya çıkacak,
Uluslara egemen olmak üzere yükselecek.
Uluslar O’na umut bağlayacak.”
Umut kaynağı olan Tanrı, Kutsal Ruh’un gücüyle umutla dolup taşmanız için iman yaşamınızda sizleri tam bir sevinç ve esenlikle doldursun.
a. Bu nedenle… birbirinizi kabûl edin: Tartışmalı konularla ilgili bu sorunların Hıristiyanları bölmesine izin vermek yerine (özellikle Yahudi ve Yahudi olmayanlar arasında bir ayrım yapmak yerine), birbirimizi Mesih’in bizi kabûl ettiği gibi kabûl etmeliyiz – saf lütuf ile, hatalarımızı bilerek ama bunlara katlanarak kabûl etmeliyiz.
i. Spurgeon, Mesih sizi kabûl ettiği gibi hakkında şunları yazar: “Mesih bizi kusursuz olduğumuz için, bizde hiçbir kusur görmediği için ya da bizim ellerimizden bir şeyler kazanmayı umduğu için kabûl etmedi. Aa, hayır! Ama sevgi dolu bir hoşgörüyle kusurlarımızı örterek ve iyiliğimizi isteyerek bizi yüreğine kabûl etti; biz de aynı şekilde ve aynı amaçla birbirimizi kabûl edelim.”
b. Yazılmış olduğu gibi: Pavlus, Tanrı’nın Yahudi olmayan öteki ulusların O’nu övmesini istediğini gösteren Eski Antlaşma’dan bir dizi bölüm aktarır. Tartışmalı konularda bölünmek yerine, Yahudiler ve Yahudi olmayan öteki uluslardan olanlar İsa’da ortak övgü paydasında birleşmelidirler.
i. Bunun için uluslar arasında sana şükredeceğim: Mezmur 18’den yapılan alıntıda, İsa’nın Kendisinin Yahudi olmayan öteki uluslar arasında övgüler sunduğu anlatılmaktadır.
c. Umut kaynağı olan Tanrı… sizleri tam bir sevinç ve esenlikle doldursun: Bölümü sonlandıran bir dua ve kutsama yerinde olacaktır. Tanrı bizi iman yaşamımızda tam bir sevinç ve esenlik bereketiyle doldurdukça, Tanrı’nın bizi çağırdığı bu ortak birlik bağı içinde yaşamak için donanımlı hâle geliriz.
B. Pavlus’un hizmetteki yükü.
1. (14-16) Pavlus’un yazma nedeni.
Size gelince, kardeşlerim, iyilikle dolu, her bilgiyle donanmış olduğunuzdan ben eminim. Ayrıca, birbirinize öğüt verebilecek durumdasınız. Yine de Tanrı’nın bana bağışladığı lütufla bazı noktaları yeniden anımsatmak için size yazma cesaretini gösterdim. Ben Tanrı’nın lütfuyla uluslar yararına Mesih İsa’nın hizmetkârı oldum. Tanrı’nın Müjdesi’ni bir kâhin olarak yaymaktayım. Öyle ki uluslar, Kutsal Ruh’la kutsal kılınarak Tanrı’yı hoşnut eden bir sunu olsun.
a. Ayrıca, birbirinize öğüt verebilecek durumdasınız: Pavlus’un, Romalı Hıristiyanlar’a yazma sebebi, Tanrı’nın önünde neyin doğru olup olmadığını ayırt edemediklerini ya da birbirlerine doğru olanı öğütleyemediklerini düşünmesi değildir. Aksine, doğru olduğunu bildikleri şeyi yapmaları için onları teşvik edip hatırlatmak için yazmıştır.
b. Ben… uluslar yararına Mesih İsa’nın hizmetkârı oldum: Bu söz – uluslar yararına Mesih İsa’nın hizmetkârı olmak – Pavlus’un çağrısıyla tutarlıdır. Pavlus bu çağrıyı yerine getirirken, sadece kurtuluş müjdesini duyurmakla kalmamış, imanlılara Tanrı’nın önünde nasıl yaşamaları gerektiğini de öğretmiştir.
c. Öyle ki uluslar…Tanrı’yı hoşnut eden bir sunu olsun: Yahudi olmayanlar Tanrı’yı yücelterek yaşadıklarında, Tanrı’ya sundukları sunu, Kutsal Ruh’la kutsal kılınarak Tanrı’yı hoşnut eden bir sunu olur – böyle bir kurbanın zorunluluğu Pavlus’un onlara yazmasını gerekli kılar.
d. Uluslar…bir sunu olsun: Romalılar 15:16 ayeti kâhinlik diliyle doludur. Pavlus, İsa Mesih’in “hizmet eden bir kâhini” olarak hizmet ettiğini ve müjdeyi bir “kâhinlik hizmeti” olarak sunduğunu söyler öyle ki Yahudi olmayan uluslar bu sayede Tanrı için kabûl edilebilir bir kurban olsunlar.
i. “Elçi, kendi hizmetini Tanrı’nın müjdesinin bir kâhini olarak tarif ederken, Yeni Antlaşma’da başka hiçbir yerde geçmeyen ve en uygun anlatımıyla ‘kâhinlik yapmak’ olarak çevrilebilecek bir sözcük kullanır. Böylece müjde hizmeti, kâhinlik sunusu modelinden gelen düşünceyle ortaya çıkmıştır.” (Murray)
2. (17-19) Pavlus Tanrı’nın kendisi aracılığıyla yaptığı işten övgüyle söz eder.
Bunun için Mesih İsa’ya ait biri olarak Tanrı’ya verdiğim hizmetle övünebilirim. Ulusların söz dinlemesi için Mesih’in benim aracılığımla, sözle ve eylemle, mucizeler ve harikalar yaratan güçle, Kutsal Ruh’un gücüyle yaptıklarından başka şeyden söz etmeye cesaret edemem. Yeruşalim’den başlayıp İllirikum bölgesine kadar dolaşarak Mesih’in Müjdesi’ni eksiksiz duyurdum.
a. Bunun için Mesih İsa’ya ait biri olarak…övünebilirim: Uluslar yararına Mesih İsa’nın hizmetkârı olarak çağrısını düşünen Pavlus, Tanrı’nın kendisi aracılığıyla öteki uluslara kurtuluş getirmek için yaptıklarından söz ederek, böyle bir çağrı aldığı için Tanrı’yla övünmekte haklıdır.
i. “Pavlus’un övündüğü sadece Mesih’in kendisi aracılığıyla yaptıklarıdır. Mesih’in kendisi aracılığıyla harika şeyler yaptığından emindir ve bu şeylere dikkat çekebildiği için mutludur. Ancak övgü toplamaya çalışmamaktadır. Onun asıl vurgusu Mesih’in yaptıklarıdır.” (Morris)
b. Ulusların söz dinlemesi için…sözle ve eylemle: Tanrı, Pavlus’un Yeruşalim’den başlayıp İllirikum’a kadar gittiği her yerde Mesih’in müjdesini eksiksiz olarak duyurmasını sağlamak için mucizeler, harikalar ve Tanrı’nın Ruhu’nun gücünü kullandı.
i. Mesih’in Müjdesi’ni eksiksiz duyurdum: Kutsal Ruh’un etkin ve bazen mucizevi çalışması olmaksızın müjdeyi duyurmak anlamına gelen “basit” vaaz etme terimini, Pavlus’un müjdeyi eksiksiz bir şekilde duyurmaktan daha az bir şey olarak değerlendirdiği hissine kapılıyoruz.
c. Yeruşalim’den başlayıp İllirikum bölgesine kadar dolaşarak Mesih’in Müjdesi’ni eksiksiz duyurdum: İllirikum günümüzde Yugoslavya ve Arnavutluk sınırlarındadır. Bu, Pavlus’un hizmetinin batıda İllirikum’dan doğuda Yeruşalim’e kadar yayıldığı anlamına gelir.
d. Mesih İsa… Tanrı… Kutsal Ruh: Pavlus hiç özel bir çaba harcamadan, Romalılar 15:16-19’da Üçlü Birlik’in her bir üyesine atıfta bulunur. Pavlus, Tanrı’nın üç Kişiliğinin bilincinde olmadan Tanrı hakkında konuşamaz.
3. (20-21) Pavlus’un müjdeyi yeni yerlerde duyurma arzusu.
Bir başkasının attığı temel üzerine inşa etmemek için Müjde’yi Mesih’in adının duyulmadığı yerlerde yaymayı amaç edindim. Yazılmış olduğu gibi:
“O’ndan habersiz olanlar görecekler.
Duymamış olanlar anlayacaklar.”
a. Mesih’in adının duyulmadığı yerlerde: Pavlus bir başkasının attığı temel üzerine inşa etmek istemiyordu. Daha çok Rab için öncü işler yapmak istiyordu – bir başkası aracılığıyla başlatılan işi devam ettirmek yanlış ya da kötü olduğu için değil, ulaşılmamış sınırlarda yapılacak çok iş olduğu için.
b. Yazılmış olduğu gibi: Pavlus bu öncü yürekle hizmet etmeyi, Eski Antlaşma’dan alıntıladığı bölümü yerine getirmek ve böylece Kutsal Yazılar’a itaat etmek olarak görüyordu.
C. Pavlus’un Roma’ya gelme arzusu.
1. (22-24) Pavlus Roma’daki Hıristiyanları henüz neden ziyaret etmemişti?
İşte bu yüzden yanınıza gelmem kaç kez engellendi. Şimdiyse bu yörelerde artık yapacağım bir şey kalmadığından, yıllardır da yanınıza gelmeyi arzuladığımdan, İspanya’ya giderken size uğrarım. Yol üzerinde sizi görüp bir süre arkadaşlığınıza doyduktan sonra beni oraya uğurlayacağınızı umarım.
a. İşte bu yüzden yanınıza gelmem kaç kez engellendi: Romalıları görmeyi arzulamasına rağmen, öncülük görevini yerine getirmek için duyduğu büyük arzu onu Romalıların yanına gelme konusunda engelledi.
b. İspanya’ya giderken size uğrarım: Bu nedenle Pavlus, gelecekte İspanya’ya yapacağı ve müjdeyi uzak sınırlarda duyuracağı bir yolculuk sırasında Romalıları ziyaret etmeyi düşünür. Pavlus bu yolculuk sırasında Roma’da mola verip müjdeyi diğer bölgelere duyurmaya gitmeden önce Romalıların desteğinin ve paydaşlığının tadını çıkarmayı düşünmektedir.
i. Nasıl Antakya, Roma İmparatorluğu’nun doğu kısmı için Pavlus’un operasyon üssü hâline gelmişse, Pavlus muhtemelen Roma’nın da imparatorluğun batı kısmı için operasyon üssü hâline gelmesini istiyordu.
c. Yol üzerinde sizi görüp…sonra beni oraya uğurlayacağınızı umarım: Pavlus’un bu plânları vardı ancak işler onun plânladığı gibi yürümedi. Evet, Roma’ya gitti ama İspanya’ya müjdelemek için giderken yolda mola veren bir müjdeci olarak gitmedi. Roma’ya Sezar’ın önünde duruşmaya çıkarılmayı bekleyen bir mahkûm olarak gitti ve orada müjdeyi farklı anlamda uç bir sınırda duyuracaktı.
i. Tanrı Pavlus’un yaşamında müjde için beklenmedik sınırlar yarattı ve ona Roma imparatoruna müjdeyi duyurması için hiç beklenmedik bir imkân sağladı.
ii. Elçilerin İşleri Kitabı’nın sonunda Roma hapishanesinden serbest bırakıldıktan sonra, Pavlus’un gerçekten İspanya’ya gittiğine ve orada müjdeyi duyurduğuna inanmak için pek çok nedenimiz bulunmaktadır.
2. (25-29) Pavlus’un şimdiki plânları.
Ama şimdi kutsallara bir hizmet için Yeruşalim’e gidiyorum. Çünkü Makedonya ve Ahaya’da bulunanlar, Yeruşalim’deki kutsallar arasında yoksul olanlar için yardım toplamayı uygun gördüler. Evet, uygun gördüler. Gerçekte onlara yardım borçlular. Uluslar, onların ruhsal bereketlerine ortak olduklarına göre, maddesel bereketlerle onlara hizmet etmeye borçlular. Bu işi bitirip sağlanan yardımı onlara ulaştırdıktan sonra size uğrayacağım, sonra da İspanya’ya gideceğim. Yanınıza geldiğimde, Mesih’in bereketinin doluluğuyla geleceğimi biliyorum.
a. Ama şimdi kutsallara bir hizmet için Yeruşalim’e gidiyorum: Pavlus Yeruşalim’e giderken yolda Korint’te durup Makedonya ve Ahaya’daki Hıristiyanlar’dan topladığı yardımları onlara teslim etmeyi düşünüyordu (Elçilerin İşleri 20:1-3).
b. Uluslar, onların ruhsal bereketlerine ortak olduklarına göre, maddesel bereketlerle onlara hizmet etmeye borçlular: Pavlus gözleminde haklıdır: Roma imparatorluğu genelinde Yahudi olmayan öteki uluslardan Hıristiyanlar, Yeruşalim’deki Yahudi Hıristiyan topluluğundan ruhsal bakımdan çok şey almışlardı, şimdi ihtiyaç içerisinde olan Yeruşalim’deki Hıristiyanlara yardım etmeleri son derece doğruydu.
c. Size uğrayacağım, sonra da İspanya’ya gideceğim: Pavlus Yeruşalim’deki zamanından sonra gerçekten de Roma’ya gitti ama oraya gidişi plânladığı şekilde olmadı!
3. (30-33) Pavlus’un dua ricası.
Kardeşler, Rabbimiz İsa Mesih ve Ruh’un sevgisi adına size yalvarıyorum, benim için Tanrı’ya dua ederek uğraşıma katılın. Yahudiye’deki imansızlardan kurtulmam için ve Yeruşalim’e olan hizmetimin kutsallarca kabûl edilmesi için dua edin. Öyle ki, Tanrı’nın isteğiyle sevinçle yanınıza gelip sizlerle gönlümü ferahlatayım. Esenlik veren Tanrı hepinizle birlikte olsun! Amin.
a. Benim için Tanrı’ya dua ederek uğraşıma katılın. Yahudiye’deki imansızlardan kurtulmam için…dua edin: Yeruşalim’de kendisini bir tehlikenin beklediğini hisseden Pavlus (Elçilerin İşleri 20:22-23 ve Elçilerin İşleri 21:10-14’te kaydedildiği gibi birkaç kez uyarılmıştı), kendisine vaat edilen zorlukları atlatabilmesi için Tanrı halkının dualarına ihtiyacı olduğunu biliyordu.
i. Uğraşıma katılın: Buradaki düşünce, Pavlus’un, Romalı Hıristiyanların duaları aracılığıyla hizmetinde kendisine ortak olmalarını istemesidir. Yeni İngilizce Kutsal Kitap tercümesi (The New English Bible) buradaki ifadeyi şu şekilde tercüme eder: bu mücadelemde benim müttefikim olun. Yeni Yaşam İncili tercümesi (The New Living Bible) ise bu ifadeyi şöyle tercüme eder: Benim için Tanrı’ya dua ederek mücadelemde bana katılın.
ii. “Kilise hizmetkarları cemaatlerinin dualarına ihtiyaç duyarlar. Pavlus’la birlikte ben de şimdi sizleri pastörleriniz için dua etmeye çağırıyorum. Dualarınıza ihtiyacımız var ve dualarınız için Tanrı’ya şükrediyoruz. Pastörler cemaatlerinin desteği sayesinde Ruh’un gücüyle ayakta dururlar.” (Smith)
iii. Uğraşıma katılın olarak tercüme edilen eski Grekçe sözcük sunagonizomai‘dir – kelimenin tam anlamıyla “birlikte acı çekmek” anlamına gelir. Yeni Antlaşma’da bu özel sözcüğün kullanıldığı tek yer burasıdır.
iv. Ancak bu sözcükle aynı kökten gelen ıstırap sözcüğü, İsa’nın Getsemani Bahçesi’nde öğrencilerinden kendisiyle birlikte dua ederek ıstırap çekmelerini istediği zamanki elem dolu duası için kullanılır. Öğrenciler o kritik anda başarısız oldular ve İsa’yı tek başına mücadele etmek zorunda bıraktılar. Oysa bizler pastörlerimizi ve liderlerimizi yalnız bırakmamalıyız. “Bu sözler bize, Hindistan’a gittiğinde, ‘Ben çukura ineceğim ama Fuller kardeş ve sizler ipi tutmalısınız’ diyen Carey’i hatırlatıyor. Bu isteği reddedebilir miyiz? Bu ihanet olmaz mı?” (Spurgeon)
v. “Pavlus gibi lütuf bakımından böylesine zengin bir kişinin, bu adı sanı belli olmayan imanlılardan dua istemesi sizi şaşırtıyor mu? Sizi şaşırtmasın çünkü gerçekten de büyük insan olmanın kuralı, başkalarını el üstünde tutmaktır. Bir insan lütufta büyüdüğü oranda Tanrı’ya bağımlılığını o kadar çok hisseder ve bir anlamda da Tanrı’nın halkına bağımlılığını o denli çok hisseder.” (Spurgeon)
b. Yahudiye’deki imansızlardan kurtulmam için: Pavlus Yeruşalim’deki tehlikenin imansızlardan geleceğini biliyordu. Elçilerin İşleri 21:27-28 ve 22:22’de anlatıldığı gibi durum buydu.
c. Yeruşalim’e olan hizmetimin kutsallarca kabûl edilmesi için: Pavlus Yeruşalim’deki kilisenin çok tutucu olduğunu ve bazen Pavlus gibi kişileri tehlikeli yenilikçiler olarak gördüklerini biliyordu; bu nedenle Romalı Hıristiyanlar’dan, kendi Yeruşalim’e olan hizmetinin kutsallarca kabûl edilmesi için dua etmelerini istemiştir.
d. Sevinçle yanınıza gelip: Pavlus’un ve Romalılar’ın duaları, bekledikleri şekilde olmasa da yanıt buldu. Elçilerin İşleri 28:15 Pavlus’un Roma’ya “zaferle girişini” anlatır, böylece kendisinin de dua ettiği gibi onların yanına sevinçle gelmiştir – her ne kadar elleri zincire vurulmuş bir hâlde olsa da!
e. Amin: Pavlus, Romalılar 16’daki özel selamları dışında mektubunu burada tamamlar.
©1996–present The Enduring Word Bible Commentary by David Guzik – [email protected]